PAROLAMIZ YA İSTİKLAL YA ÖLÜM

Abdullah ŞAHİN

MENÜ
10.SINIF TARİH DERSİ
12.SINIF İNKILAP TARİHİ DERSİ
T.C İNKILAP TARİHİ VE ATATÜRKÇÜLÜK
ÇAĞDAŞ TÜRK VE DÜNYA TARİHİ
YNT TV
ABDULLAH HOCA
abdullahsahin1881@gmail.com
ATATÜRK'ün bir anısı Yaverinin dilinden...
15/09/2019
ATATÜRK'ÜN YAVERİ MUZAFFER KILIÇ ANLATIYOR;

Bir gün Atatürk'le beraber Abidinpaşa'dan gelip Samanpazarı yoluyla Ulus'a geçiyorduk.

O zamanlar Samanpazarı'nda bulunan üç beş dükkandan birisi Ali Efendi isimli kitapçıya aitti. Kitapçı dükkanının kepenklerinde, nefis bir halı asılmış duruyordu. Harp yıllarının sonu olduğundan hiçbir yerde, hele Ankara'da böyle
güzel bir şey görmek pek şaşırtıcı olduğu için bu halı Atatürk'ün de dikkatini çekti. Hemen arabayı durdurup indik.

Beraberce dükkana yürüdük. Kitapçı, Ata'yı görünce, buyurun Paşam diyerek heyecanla bir emri olup olmadığını sordu. Paşa da bu halıyı çok güzel bulduklarını ifade ettiler. Kitapçı;

- "*Paşam, bu halı bir müşterimin. Paraya ihtiyacı olmuş, satılması için bana bıraktılar. Benimle bir ilgisi yok*" dedi.

Atatürk, böyle güzel bir halının çok kıymetli olduğunu, bunu halı sahibinin nereden almış olabileceğini öğrenmek istediler. Kitapçı ezile büzüle;

- "*Paşam, emanet koyan isminin söylenmemesini özellikle rica ettiler, müsaade ederseniz ismini söylemeyeyim*" dedi.

Bu sefer Atatürk daha çok merak edip;

- "*Çocuk, belki halıyı almak isteyeceğiz. Kimin ve kaça olduğunu öğrenmek isteriz*" dediler.

Kitapçı;

- "*Paşam 40 lira istemişlerdi " *deyip yine halı sahibinin ismini vermedi.
Atatürk halı sahibini iyice merak edip ısrar edince de, kitapçı istemeyerek ve sıkılarak;

- "*Abdülhalim Çelebi Hazretlerinin Paşam* " dedi.

Abdülhalim Efendi, Mevlana sülalesinden gelmiş, Konya milletvekili olarak Mecliste görev yapıyordu. Kapısı herkese daima açık, cömert, gayet güzel konuşan, Mevlevi kalpağı ile gezen, akıllı, sevimli, hoş sohbet, özü sözü
doğru bir kişiydi.

Atatürk, bu cevabı alınca çok duygulandı ve bana dönerek dükkana 40 lira bırakmamı emretti.

Hemen parayı bıraktım. Kitapçı halıyı koşarak indirip paket yapmaya koyuldu.

Bu arada Atatürk, Abdülhalim Efendi'nin kişiliğinden övgüyle bahsederek;

- "*Abdülhalim Efendi, evde halısını satacak kadar parasız kalıyor ama, kapısını kimseye kapamıyor*" diyerek onu övdü. Sonra da kitapçıya dönerek;

- "*Bana bak, halıyı biz alıyoruz. Fakat halıyı Abdülhalim Efendi'nin evine yollayınız, biz oradan aldırırız. Akşamüzeri de kendilerine bir kahve içmek için geleceğimizi söyleyiniz.*" dediler. Kitapçı bu davranışa şaşırmış bize bakarken, arabaya binip uzaklaştık.

Aynı akşam Abdülhalim Efendi'nin evine gittik. Kendisi bizi avlu kapısında karşıladı.

Eve girince baktım halı, kapı arkasında paketli olarak duruyordu. Mütevazı evinde minderlere oturuldu, kahveler içildi.

Abdülhalim Efendi;

- "*Paşam halıyı almışsınız. Fakat halı evime geri geldi. Müsaade ederseniz, arabanıza koyduralım.*" dedi.

Atatürk de;

- "*Abdülhalim Efendi halı yine bizim olsun. Biz arada sırada sana kahve içmeye geldikçe onun üzerinde kahvemizi içeriz.*" diyerek halıyı açtırdılar ve odaya serdirdiler.

Kahveler içildi ve sohbet edildi. Giderken Abdülhalim Efendi yine bizi kapıya kadar uğurlayarak;

- "*Paşam eğer müsaadeniz olursa halıyı...*" derken Atatürk sözünü keserek mütebessim;

- "*Abdülhalim Efendi, onu sana emaneten bırakıyoruz. Her gelmemizde onu burada görmek ve üzerinde oturmak isteriz.*" diyerek veda edip ayrıldılar.

Böylece Atatürk, Abdülhalim Çelebi Efendi'ye, kitapçıya bile belli etmemeye çalışarak ihtiyacı olan yardımı yapmış, fakat halıyı almamışlardı.

Bu ibret verici anı; O büyük *asker*, *devlet adamı* ve *devrimci liderin*, en az bu nitelikleri kadar büyük olan *insanlığını* anlatmasının yanı sıra, onun, gerçek dindar ve üstelik bir tarikat mensubu olan Çelebiye saygısını göstermesi bakımından da ayrı bir önem taşıyor.

Abdülhalim Efendi, o halıyı Konya Mevlânâ Müzesi kurulunca oraya armağan etmiştir. Görülüyor ki, Abdülhalim Efendi de bu asil davranışı kötüye kullanmamış ve halıyı sahiplenmeyip, layık olduğu yere armağan etmiştir.

(1922). Ayrıca; Herkese açık sofrasını sürdürebilmek için halısını satan bir tarikat ehlinin, dini siyasete alet ederek para, mevki ve güce ulaşan, yurt içinde ve dışında saf ve eğitimsiz vatandaşları sömürerek trilyonluk mal varlıklarının sahibi olup sefa süren, günümüz *din ve tarikat* * bezirganlarından* farklılığını da ortaya koyuyor.

Tabii, anlayana ve anlamaktan yana nasibi olanlara.
(Alıntı)



401 kez okundu. Yazarlar

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın

Yazarın diğer yazıları

PAROLAMIZ YA İSTİKLAL YA ÖLÜM - 10/06/2023
Biz bu eseri, Cumhuriyetimizin 100. yılında “PAROLAMIZ YA İSTİKLAL YA ÖLÜM” diyerek dünyaya meydan okuyan kınalı kuzuları unutmamak unutturmamak için eseri meydana getirdik.
VEDAT TÜRKALİ - 11/11/2019
Asıl adı Abdülkadir Pirhasan'dı.. Ancak bu isim, bu topraklarda sakıncalı bir isimdi.. Yazdığı eserler sırf bu isim nedeniyle sansür kuruluna takılıyordu..
TÜRKIYENIN ILK UÇAK MÜHENDİSİ - 10/11/2019
20 Temmuz 1969'u gösterdiğinde APOLLO 11'İ ve 1,5 milyar insan televizyonlarına odaklanmış Neil Armstrong'un Ay'da yürüyecek olmasını heyecanla bekliyordu.
SON RÜYA - 10/11/2019
Takvim yaprakları 26 Eylül 1938’i göstermektedir. Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk, Dolmabahçe’de hasta yatağında yatmaktır.Takvim yaprakları 26 Eylül 1938’i göstermektedir. Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk
Türklerin son Kurgan'ı: ANITKABİR - 10/11/2019
Anıtkabir’in planı ve yapıldığı yer tamamen Türk tarihinde önemli yeri olan kurgan mantığına göre belirlenmiştir. Anıtkabir’in bulunduğu yer olan Rasattepe eski bir Frig yerleşkesidir.
İlk kadın mitingi - 28/10/2019
Yürekli Türk Kadının tüm dünyaya meydan okuduğu bu gün Yalnız Kastamonu'nun değil ülkemiz Türk Kadının şeref günüdür. Kastamonu’da Yapılan İlk Kadın Mitingi 10 Aralık 1919 Mustafa Eski Bilindiği gibi, 1914 yılında başlayan 1. Dünya Savaşı,
Neden29 Ekim? - 28/10/2019
Atatürk Neden 29 Ekim Tarihini Seçti ..! 2 yıl sonra, yani Ekim 1925’te Fahrettin Altay Paşa Çankaya’da Atatürk’ün misafiridir. Zihnini hep meşgul eden bir soru vardır. ‘Acaba Mustafa Kemal Atatürk Cumhuriyeti neden 29 Ekim’de ilan etmiştir.
Babil Tableti ve Matematik - 27/10/2019
3 bin 700 yıllık Babil tableti matematiği kökten etkiledi Şifresi çözülen 3 bin 700 yıllık tablet, trigonometrinin Yunanlılar tarafından değil, onlardan yaklaşık 1000 yıl önce Babiller tarafından bulunduğunu işaret etti Avustralya'da
Sakal - 26/10/2019
ATA, yanındaki valinin kulağına eğilip sorar; Kimdir bu ? Vali yanıt verir; Efendim kendisi Şıh'tır. Yörede çok hatırlısı vardır. Atatürk Şıh'ı yanına çağırır ve; "Bak baba, imanın ölçüsü sakalın boyunda değildir. Şunu rica etsem de en azından
 Devamı
Anket
"PAROLAMIZ YA İSTİKLAL YA ÖLÜM" KİTABIMIZI OKUDUNUZ MU?
TÜRK İSLAM DEVLETLERİ TARİHİ
OSMANLI DEVLETİ TARİHİ
abdullahhoca

SİTEMİZE GÖSTERMİŞ OLDUĞUNUZ İLGİYE TEŞEKKÜRLER...
TARİH BİZDEN ÖĞRENİLİR.
Site Haritası