PAROLAMIZ YA İSTİKLAL YA ÖLÜM

Abdullah ŞAHİN

MENÜ
10.SINIF TARİH DERSİ
12.SINIF İNKILAP TARİHİ DERSİ
T.C İNKILAP TARİHİ VE ATATÜRKÇÜLÜK
ÇAĞDAŞ TÜRK VE DÜNYA TARİHİ
YNT TV
ABDULLAH HOCA
abdullahsahin1881@gmail.com
ATATÜRK'ün bir anısı Salih Bozok'un dilinden...
15/09/2019
Başkumandan, düşmandan kurtardığı İzmir'de geçireceği ilk geceyi yaşıyordu. Zengin bir sofra hazırlandığı halde, ufak tefekle karnını doyurdu ve geç vakitlere kadar çalıştı. Ertesi sabah, erkenden uyandık. Hafif bir kahvaltıdan sonra vilayet konağına gittik. Vali, İngiliz konsolosuyla konuşuyordu. Biz gelince, ayağa kalktı ve konsolos ile Mustafa Kemal Paşa'yı tanıştırdı. Konsolos iyi Türkçe biliyordu. Paşa, Vali'ye sordu:

-Konu nedir?
Vali anlattı:
-Sayın Konsolos, İngiliz tebası vatandaşlarla Rum ve Ermeni azınlığın güven altında olup olmadığından endişeleniyorlar. Kendilerine herkesin güven altında olduğunu bildirdim

Mustafa Kemâl Paşa, Konsolosun Türkçe bildiğini biliyordu. Buna rağmen kendisine Vali'yi muhatap aldı:

-Ee, peki daha ne istiyormuş.
Bu soruya Konsolos Türkçe cevap verdi:
-Tebamız için Hükümetinizden yazılı teminat istiyorum.

Mustafa Kemâl Paşa:
-Ne yani, Yunanlılar zamanında siz, tebanızı daha emniyette mi görüyordunuz?

Konsolos kasılarak:
-Evet, dedi. Yunanlılar buradayken tebamızı daha emniyette görüyorduk.

-O halde buyurun tebanız ile birlikte Yunanistan'a gidin efendim.

Konsolos:
-Yani majestelerinin hükümetine savaş mı açıyorsunuz?

Mustafa Kemâl Paşa:
-Siz kiminle. neyi konuştuğunuzu biliyor musunuz? Ben, Millet Meclisinin Başkanı ve Türk Orduları Başkumandanıyım. Savaş açmaya da barış yapmaya da tam yetkiliyim. Peki siz kimsiniz? Hükümetiniz adına savaş ve barış görüşmelerini yapmaya yetkili misiniz? Böyle bir yetkiniz varsa görüşelim. Yoksa (eliyle kapıyı gösterdi) buyurunuz dışarıya, efendim!

Konsolos, Mustafa Kemâl Paşa'nın son sözü üzerine sapsarı kesildi ve tek kelime söylemeden kapıdan çıktı, gitti.

Mustafa Kemâl Paşa, adamın arkasından Vali'ye döndü:
-Bunlara yüz vermeyin Vali bey! Bir donanma önünde pısacak, bir blöf karşısında yelkenleri suya indirecek bir devletçik sanıyorlar bizi. Küstahlık derecesine bakın, Barut kokan bir odada adamın sorduğu şeye bak! Savaş halinde değiliz sanki. Bana savaş mı açıyorsunuz, diye soruyor!

Birkaç saat sonra, İngiliz donanma kumandanı Hükümet konağının kapısından girerek, Mustafa Kemâl Paşa'nın odasına yöneldi. Nazik fakat öfkeli bir hali vardı. Ruşen Eşref kendisine ne istediğini sordu.

-Başkumandan Mustafa Kemâl Paşa ile görüşmek istiyorum.
Birlikte odaya girdiler, kapı kapandı.

Amiral:
-Çok güç koşullar altında bir savaş kazandınız, sizi asker olarak içtenlikle kutlarım. Çanakkale'deki başarınızın rastlantıya borçlu olmadığınızı kanıtladınız. Büyük bir askerle tanıştığım için memnunum, diyerek övgüler yağdırmaya başladı.

Paşa, bıkkın bir sesle:
-Bunları geçin Amiral. Çok işimiz var. Asıl konuya gelin... dedi.

Amiral bu tavır karşısında bocalıyarak konuya girdi:
-İzmir'de tebamız ve sizin azınlıklarınız. Ermeniler, Rumlar var. Yeni askeri yönetim altında bu insanların statüsü nedir. Güvende midirler?

Paşa :
-Hiç kuşkunuz olmasın Amiral, tebanız ve azınlıklar Hükümetimizin koruması altındadır. Suç işlemeyenler, kendilerini güvende sayabilirler.

-Peki suç işleyenler?

Paşa:
-Suç işleyenler sayın Amiral, muhtemelen ülkenizde olduğu gibi adaletin huzuruna çıkarılır. Suçlu olanlar cezalarını çeker.

-Fakat Paşa Hazretleri, fevkalade günler geçirdik. Yunan ordusundan cesaret alan Rumlar, şımarıklık yapmış ola-bilir. Bugün bu insanlar yerli halkın düşmanlığıyla yüz yüzedir. Ermenileri biliyorsunuz büyük bir toplumu göçe zorlandı ve önemli bölümü hayatlarını kaybetti. Bu ruh haliyle Yunan ordusu ile işbirliği yapmış bazı Türklere zor günler geçirtmiş olabilirler. Bunlar, fevkalade günlerin olaylarıdır, bağışlanması, hoş görülmesi gerekir. Eğer bu kişiler halkın husumetine bırakılırsa, bütün dünya aleyhinize kıyameti koparır.

Son cümleye kadar amirali sakince dinleyen Mustafa Kemâl Paşa "dünyanın koparacağı gürültü" ile tehdit edilince amiralin sözünü kesti:

-Üstünlük pozunuzu derhal bir yana koyunuz. Tehdit etmekten de vazgeçiniz. İngiltere ve müttefiklerin kıyamet koparıp koparmayacağını düşünmem bile. Bunlar memleketin dahili işleri ve de sizin bu işlere karışmanıza müsaade etmem. Majestelerinin devleti bizim azınlıklarla uğraşmaktan vazgeçsin.. Kim ki bize saygı beslemez, bizden de saygı beklemeye hakkı olmaz.

Amiralin yüzü bembeyaz oldu.
-İngiliz Hükümetinin tebasını her yerde koruma hakkı devletler hukuku teminatı altındadır. Avrupa devletleriyle birlikte arkaladığımız Rum ve Ermenilerin güven içinde bulundurulmasını sadece rica ettik. Yoksa biz bu güvenliği sağlayacak güçteyiz.

Paşa:
-Arkaladığınız Yunan ordusunun denizde yüzen cesetlerini herhalde görmüş olmalısınız. Ordumuz asayişi sağlamıştır. İzmir limanını donanmanıza kapatıyorum. İsterseniz tebanızı gemilerinize doldurabilirsiniz. Donanmanızın en kısa zamanda limanı terk etmesini istiyorum.

Sert sözler karşısında amiral ne yapacağını şaşırdı:
-İngiltere'ye savaş mı açıyorsunuz?

Paşa:
Savaş açmak mı? Siz yoksa Sevr antlaşmasının halen yürürlükte olduğunu mu sanıyorsunuz? Biz onu çoktan yırtıp attık. Karşımda serbestçe oturuşunuzu, sizi konuk saymama borçlusunuz. Fakat, nezaketimizi kötüye kullanmanıza müsaade etmem. Şu anda hukuken "barış antlaşması yapmamış iki devletiz. Savaş hukuku halen yürürlüktedir. Gemilerinizi derhal karasularımızdan çekmenizi size tekrar ve son defa ihtar ediyorum.

Bir balmumu heykeline döndü Amiral. Sert adımlarla girdiği Mustafa Kemâl Paşa'nın odasında oturduğu sandalyede küçüldükçe küçüldü ve sonunda kekeleyerek:
"Affedersiniz",dedi. Yerlere kadar eğilerek geri geri gidip dışarı çıktı.

İngiliz ve Fransızlar kendi uyruklarını gemilere bindirmeye başladılar. Birkaç saat sonra da sessizce çekilip gittiler.

Kaynak: Salih Bozok,



578 kez okundu. Yazarlar

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın

Yazarın diğer yazıları

PAROLAMIZ YA İSTİKLAL YA ÖLÜM - 10/06/2023
Biz bu eseri, Cumhuriyetimizin 100. yılında “PAROLAMIZ YA İSTİKLAL YA ÖLÜM” diyerek dünyaya meydan okuyan kınalı kuzuları unutmamak unutturmamak için eseri meydana getirdik.
VEDAT TÜRKALİ - 11/11/2019
Asıl adı Abdülkadir Pirhasan'dı.. Ancak bu isim, bu topraklarda sakıncalı bir isimdi.. Yazdığı eserler sırf bu isim nedeniyle sansür kuruluna takılıyordu..
TÜRKIYENIN ILK UÇAK MÜHENDİSİ - 10/11/2019
20 Temmuz 1969'u gösterdiğinde APOLLO 11'İ ve 1,5 milyar insan televizyonlarına odaklanmış Neil Armstrong'un Ay'da yürüyecek olmasını heyecanla bekliyordu.
Türklerin son Kurgan'ı: ANITKABİR - 10/11/2019
Anıtkabir’in planı ve yapıldığı yer tamamen Türk tarihinde önemli yeri olan kurgan mantığına göre belirlenmiştir. Anıtkabir’in bulunduğu yer olan Rasattepe eski bir Frig yerleşkesidir.
SON RÜYA - 10/11/2019
Takvim yaprakları 26 Eylül 1938’i göstermektedir. Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk, Dolmabahçe’de hasta yatağında yatmaktır.Takvim yaprakları 26 Eylül 1938’i göstermektedir. Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk
Neden29 Ekim? - 28/10/2019
Atatürk Neden 29 Ekim Tarihini Seçti ..! 2 yıl sonra, yani Ekim 1925’te Fahrettin Altay Paşa Çankaya’da Atatürk’ün misafiridir. Zihnini hep meşgul eden bir soru vardır. ‘Acaba Mustafa Kemal Atatürk Cumhuriyeti neden 29 Ekim’de ilan etmiştir.
İlk kadın mitingi - 28/10/2019
Yürekli Türk Kadının tüm dünyaya meydan okuduğu bu gün Yalnız Kastamonu'nun değil ülkemiz Türk Kadının şeref günüdür. Kastamonu’da Yapılan İlk Kadın Mitingi 10 Aralık 1919 Mustafa Eski Bilindiği gibi, 1914 yılında başlayan 1. Dünya Savaşı,
Babil Tableti ve Matematik - 27/10/2019
3 bin 700 yıllık Babil tableti matematiği kökten etkiledi Şifresi çözülen 3 bin 700 yıllık tablet, trigonometrinin Yunanlılar tarafından değil, onlardan yaklaşık 1000 yıl önce Babiller tarafından bulunduğunu işaret etti Avustralya'da
Sakal - 26/10/2019
ATA, yanındaki valinin kulağına eğilip sorar; Kimdir bu ? Vali yanıt verir; Efendim kendisi Şıh'tır. Yörede çok hatırlısı vardır. Atatürk Şıh'ı yanına çağırır ve; "Bak baba, imanın ölçüsü sakalın boyunda değildir. Şunu rica etsem de en azından
 Devamı
Anket
"PAROLAMIZ YA İSTİKLAL YA ÖLÜM" KİTABIMIZI OKUDUNUZ MU?
TÜRK İSLAM DEVLETLERİ TARİHİ
OSMANLI DEVLETİ TARİHİ
abdullahhoca

SİTEMİZE GÖSTERMİŞ OLDUĞUNUZ İLGİYE TEŞEKKÜRLER...
TARİH BİZDEN ÖĞRENİLİR.
Site Haritası