PAROLAMIZ YA İSTİKLAL YA ÖLÜM

Abdullah ŞAHİN

MENÜ
10.SINIF TARİH DERSİ
12.SINIF İNKILAP TARİHİ DERSİ
T.C İNKILAP TARİHİ VE ATATÜRKÇÜLÜK
ÇAĞDAŞ TÜRK VE DÜNYA TARİHİ
YNT TV

BAB-NATO-AB GİBİ TEŞKİLATLARIN DOĞUŞU

 

BATI AVRUPA BİRLİĞİ (1948)

i  Batı Avrupa Birliği ya da kısaca BAB yarı etkin bir Avrupa güvenlik ve savunma örgütüdür. 17 Mart 1948 tarihinde imzalanan Brüksel Antlaşması'yla birlikte kurulmuş ve 1954 yılında İtalya ile Batı Almanya'nın katlımlarıyla büyümüştür. Batı Avrupa Birliği'nin genel merkezi Brüksel'dedir. Günümüzde başka bir uluslararası örgüt olan Avrupa Birliği ile karıştırılmamalıdır. 30 Haziran 2011 tarihinde Avrupa Birliği ile birleştirilmiştir.

i  17 Mart 1948’de Sovyet tehdidine karşı İngiltere, Fransa, Belçika, Hollanda ve Lüksemburg arasında kurulmuştur.

 Batı Avrupa Birliği Sovyet tehdidine karşı Avrupa’da alınmış ilk askerî tedbirdir.




NATO (KUZEY ATLANTİK PAKTI) (4 NİSAN 1949)

±  Marshall Planı ve Truman Doktrini, SSCB’nin Orta Doğu ve Avrupa’daki yayılma faaliyetlerine karşı ABD’nin almış olduğu ilk tedbirlerdir. Çekoslovak darbesinden (Şubat 1948) sonra, İngiltere, Fransa, Belçika, Hollanda ve Lüksemburg arasında “Batı Avrupa Birliği” (Mart 1948) adı verilen bir ittifak sistemi kurulmuştur.

±  Berlin Buhranı (Haziran 1948), Batı savunmasının örgütlenmesine hız vermişti. Ancak Batı Avrupa devletlerinin gücü SSCB’ye karşı gerekli dengeyi kurmaktan yoksundu. Bu nedenle Amerika’nın bu savunma sistemini desteklemesi gerekiyordu. Sonunda SSCB’nin tehditlerine karşılık 4 Nisan 1949’da 12 Batılı ülke (İngiltere, Fransa, Belçika, Hollanda, İtalya, İzlanda, Danimarka, Lüksemburg, Norveç, Portekiz, ABD, Kanada) arasında kısa adı ile NATO (North Atlantik Treaty Organization) olan Kuzey Atlantik İttifakını kurdu.

±  İttifak, savunma amacı yanında siyasi, ekonomik, sosyal alanlarda da iş birliğini amaçlıyordu. NATO’nun kurulmasıyla Sovyet yayılmasına karşı etkili bir set kurulmuş, Doğu Bloku’na karşı denge sağlanmış ve Batı Bloku ortaya çıkmıştır. Türkiye ve Yunanistan 1952 de, Batı Almanya 1955’te ve İspanya da 1982 yılında NATO’ya katılmıştır.

±  Türkiye’nin NATO’daki ilk daimî temsilcisi Fatin Rüştü Zorlu’dur. (1952-1954)

±  NATO'nun merkezi, örgütün Kuzey Amerika ve Avrupa'daki 28 üyesinden biri olan Belçika'nın başkenti Brüksel'de bulunmaktadır.

±  NATO, Kore Savaşı üye ülkeleri harekete geçirene ve yüksek rütbeli iki ABD'li komutanın yönlendirmesiyle birleşik bir askerî yapı kurulana kadar siyasi bir ortaklıktan ötesi değildi. Soğuk Savaş süreci, 1955'te kurulan Varşova Paktı'na üye ülkelerle çekişmelere yol açtı.

±  Avrupa ülkeleri ile ABD arasındaki ilişkilerin gücü üzerindeki şüpheler, bağımsız Fransız nükleer caydırıcılığına ve 1966'da Fransa'nın NATO'nun askerî kanadından çekilmesine yol açan NATO savunmasının olası bir Sovyet işgaline karşı güvenilirliğine olan şüpheler ile birlikte zaman zaman artış gösterdi. 

±  1989'da Berlin Duvarı yıkıldıktan sonra örgüt, Yugoslavya'nın dağılması sürecinin içine çekildi ve ilk askerî müdahalelerini 1992-1995 yıllarında Bosna-Hersek'te ve daha sonra 1999'da Yugoslavya'da gerçekleştirdi. Politik olarak ise eski Varşova Paktı ülkeleriyle iyi ilişkiler kurmaya çalıştı. Bu ülkelerin bir kısmı 1999 veya 2004'te ittifaka katıldı.

±  Örgüte üye ülkelerin silahlı bir saldırıya uğrayan herhangi bir üye ülkeye yardım etmelerini öngören Kuzey Atlantik Antlaşması'nın 5. maddesi NATO tarihinde ilk ve tek kez 2001'deki 11 Eylül saldırılarından sonra uygulandı. Gerçekleştirilen bu saldırıların ardından askerler, NATO liderliğindeki ISAF'in emrinde Afganistan'a konuşlandırıldı.

±  Örgüt aralarında Irak'a eğitmen yollanması, korsanlığa karşı operasyonların desteklenmesi ve 2011'de Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin 1973 sayılı kararı uyarınca Libya üzerinde uçuşa yasak bölgenin uygulanması gibi çeşitli ek rollerde yer aldı.

±  NATO üyelerini istişareler için toplantıya çağıran daha az etkili 4. madde, Türkiye tarafından 2003'te Irak Savaşı sırasında ve 2012'de Suriye İç Savaşı sırasında silahsız bir Türk F-4 keşif jetinin düşürülmesinin ve Suriye'den Türkiye'ye havan topu atılmasının ardından ve Polonya tarafından 2014'te Rusya'nın Kırım'a müdahalesinden sonra olmak üzere toplamda dört kere uygulandı.

 

AVRUPA KONSEYİ (5 MAYIS 1949)

ý  Avrupa Konseyi'nin oluşturulması fikri, İkinci Dünya Savaşı'ndan maddi ve manevi büyük kayıplarla çıkan Avrupa'da bir daha aynı trajedilerin yaşanmamasını sağlamak amacıyla ortaya atılmıştır. Avrupa'da gerginliğin ve çatışmanın gereğini güven ve işbirliğinin alması hedeflenmiştir.

ý  Bu ortamda, 5 Mayıs 1949'da 10 Avrupa ülkesi, Belçika, Danimarka, Fransa, Hollanda, İngiltere, İrlanda, İsveç, İtalya, Lüksemburg ve Norveç Avrupa Konseyi'ni kuran anlaşmayı imzalamışlardır. Kuruluşunu izleyen yıl Türkiye ve Yunanistan Avrupa Konseyi'ne kurucu üye sıfatıyla katılmışlardır.

Amaçları

- İnsan hakları, çoğulcu demokrasi ve hukukun üstünlüğü ilkelerini korumak ve güçlendirmek,

- Irkçılık ve yabancı düşmanlığı, uyuşturucu madde, çevre sorunlarına çözüm aramak,

- Avrupa kültürel benliğinin oluşmasına ve gelişmesine katkıda bulunmak,

- Üye ülkeler vatandaşlarının daha iyi yaşam koşullarına kavuşmalarını sağlamak olarak, özetlenebilir.

ý  Konsey esas olarak, üye ülkelerin hükûmet temsilcileriyle, parlamento üyelerinden oluşmuştur. Ayrıca buna ek olarak Avrupa İnsan Hakları Komisyonu ile Avrupa İnsan Hakları Divanı da kurulmuş ve konseyin merkezi olan Strazburg’ta çalışmalarına başlamıştır.

 

AVRUPA KÖMÜR VE ÇELİK TOPLULUĞU’NDAN AVRUPA BİRLİĞİNE

ý  Avrupa Kömür ve Çelik Topluluğu ya da AKÇT, Soğuk Savaş döneminde Batı Avrupa ülkelerini birleştirmesi amacıyla kurulmuş, altı üyeli uluslararası bir örgüttü. Bu örgüt Avrupa demokrasisinin temellerinin atılmasında ve günümüz Avrupa Birliği'nin gelişmesinde rol oynamıştır. Avrupa Kömür ve Çelik Topluluğu uluslarüstü prensiplere göre oluşturulmuş ilk örgüttür. Topluluğun ilkeleri 5 Mayıs 1949'de, Fransa Dışişleri Bakanı Robert Schuman tarafından Schuman Bildirgesi ile duyrulmuştur.

ý  Bu plan, 18 Nisan 1951’de Batı Almanya, Fransa, Belçika, Hollanda, Lüksemburg ve İtalya Dışişleri Bakanlarının katıldığı Paris Konferansı’nda kabul edilmiş ve Avrupa Kömür ve Çelik Topluluğu kurulmuştur.

ý  Avrupa Kömür ve Çelik Topluluğu 1957 Roma Antlaşması ile “Avrupa Ekonomik Topluluğuna” dönüşmüştür.

z  Topluluk 6 kurucu üye arasında, (Belçika, Almanya, Fransa, Hollanda, Lüksemburg ve İtalya) ekonomi politikalarının yaklaştırılması yoluyla bir ortak pazarın kurulmasını, ekonomik faaliyetlerin uyum içinde gelişmesini, dengeli ve sürekli bir gelişme sağlanmasını, istikrarın artmasını, topluluk üyesi ülkeler arasındaki ilişkilerin daha sıkılaştırılmasını öngörmekteydi.

 1 Ocak 1958’de yürürlüğe giren Roma Antlaşması, üye ülkeler arasında önce gümrük birliğini, yani malların gümrük vergisi ödenmeksizin üye ülkeler arasında serbestçe alınıp satılmasını öngörmüştür.

z  Ancak Roma Antlaşması’nda sadece ekonomik değil ortak tarım, ulaştırma, rekabet gibi diğer birçok alanda ortak politikalar oluşturulması, ekonomik politikaların yakınlaştırılması, ekonomik ve parasal birlik kurulması, ortak bir dış politika ve güvenlik politikası oluşturulması da öngörülmüştür.

±  Brüksel Antlaşması (1965) ya da Füzyon Antlaşması ya da Birleşme Antlaşması, 8 Nisan 1965 tarihinde Belçika'nın Brüksel kentinde imzalanan ve o dönemin üç Avrupa topluluğu olan Avrupa Kömür ve Çelik Topluluğu, Avrupa Ekonomik Topluluğu ve Avrupa Atom Enerjisi Topluluğu'nu tek çatı altında birleştiren antlaşmadır.

±  Avrupa'daki üç ayrı topluğu bir araya getiren bu antlaşmayla birlikte bu topluluklar Avrupa Topluluğu adıyla anılmaya başlamıştır. Antlaşma, bunun yanında, Avrupa Topluluğu'nun bünyesindeki kurumları yönetmesi için Avrupa Adalet Divanı da oluşturulmuş ve bu birleştirilen üç kurumun ortak bir bütçe kullanmasını öngörmüştür. Bu antlaşma pek çok kişi tarafından gerçek anlamda Avrupa Birliği'nin temellerinin atıldığı adım olarak görülmektedir. Brüksel Antlaşması, 1997 yılında onun yerini alan Amsterdam Antlaşması'yla birlikte yürürlükten kalkmıştır.

^ Maastricht Anlaşması, 7 Şubat 1992 de imzalanan ve AET'nin AB olması yolundaki son adım olan ekonomik ve parasal birliği de gerçekleştirme yoluna girdiği anlaşmadır.

^ 10 Aralık 1991 tarihinde Maastricht’te düzenlenen Zirve’de Topluluk, daha önce toplanmış olan Hükûmetler arası iki Konferans çerçevesinde varılan sonuçları temel alarak yeni bir Avrupa Toplulukları Antlaşması yapılmasına karar vermiştir. 7 Şubat 1992 tarihinde imzalanan ve Kasım 1993’te yürürlüğe giren Maastricht Antlaşması ile Avrupa Topluluğu, Avrupa Birliği adını almıştır. AB’ni kuran Maastricht Antlaşması’yla Avrupa Topluluklarına yeni boyutlar kazandırılmış ve AB’nin “üç temel direği” oluşturularak, yeni bir hukuksal yapı düzenlenmiştir.

1-Ekonomik ve Parasal Birlik (EPB)

^ Maastricht Antlaşması’yla EPB’nin ikinci aşamasına geçiş tarihi olarak 1 Ocak 1994 tarihi saptanmıştır. Bu çerçevede Avrupa Komisyonu ve Avrupa Para Enstitüsü tarafından hazırlanan raporlar, Konsey tarafından incelenerek 1996 yılı sonunda en az yedi üye ülkenin aşağıdaki kriterleri yerine getirip getirmediğinin incelenmesi kararlaştırılmıştır: düşük enflasyon oranı, kamu maliyesinde düşük açık, para politikalarında istikrar ve uzun vadeli faizler (Bkz. Makro-ekonomik yaklaşım kriterleri).

^ Bu hususları inceleyen Konsey, EPB’nin üçüncü aşamasının 1 Ocak 1999 tarihinde başlamasını kararlaştırmıştır. Bu aşamada bağımsız bir Avrupa Merkez Bankası tarafından yönetilecek olan tek paranın yürürlüğe girmesi öngörülmüştür.

2. Ortak Dışişleri ve Güvenlik Politikası (ODGP)

W  İkinci temel direği oluşturan ODGP çerçevesinde Bakanlar Konseyi uzlaşma yöntemiyle, bu alanlarda ortak eyleme konu olacak sorunları ve nitelikli çoğunluk ile hangi alanlarda kararlar alınacağını saptamıştır.

3. Adalet ve İçişlerinde İşbirliği

ö      Üçüncü temel olan Adalet ve İçişlerinde İşbirliği kapsamında üye devletler, göç ve siyasi iltica alanlarında aralarındaki işbirliğini artırmak amacıyla bir Avrupa Polis Ofisi kurmuşlardır (Europol).

ö      Maastricht’te kurulan hukuksal yapı sayesinde Topluluk bütünleşmesi ile Hükümetlerarası işbirliği aynı zamanda işler duruma gelmiştir. 1996 yılından sonra Avrupa Parlamentosu’nun yetkilerini arttırmak ve bütünleşmeyi güçlendirmek amacıyla bazı işbirliği alanlarının yeniden gözden geçirilmesi öngörülmüştür. Öngörülen değişiklikler 26 Mart 1996 tarihinde başlatılan altıncı Hükümetlerarası Konferans (HAK) sırasında şekillenerek, Haziran 1997’de gerçekleştirilen Amsterdam Zirvesi’nde kabul edilen Amsterdam Antlaşması’yla nihai şeklini almıştır.

 Amsterdam Antlaşması 2 Ekim 1997 tarihinde Avrupa Birliği üyesi ülkelerce imzalanmış ve 1992 yılında imzalanan Maastricht Antlaşması'nın koşullarında köklü değişikler yapmıştır. Antlaşma yürürlüğe 1 Mayıs 1999 tarihinde girmiştir.

 Amsterdam Antlaşması, Avrupa Parlamentosu'nun yetkilerini arttırmış; demokrasi, birey hak ve özgürlükleri, Avrupa Birliği vatandaşlığı gibi konular üzerine yeni vurgular yapmıştır. İşçi çalıştırma; bir özgürlük, güvenlik ve adalet alanı oluşturulması; ortak dışişleri ve güvenlik politikası ve genişleme hamlesinde birliğin kurumlarına yenilikler yapılması gibi konular da bu antlaşmada hükme bağlanmıştır.

¥       Lizbon Antlaşması 2007 (Reform Antlaşması) , Fransa ve Hollanda'nin halk oylaması ile redderek düşürdügü AB Anayasasını temelde koruyan ve ufak değişikliklerle tekrar ülkelerin onayına sunulan AB Temel Antlaşmasıdır.

¥       18-19 Ekim 2007'de Lizbon'da yapılan zirvede onaylandığı için Lizbon Antlaşması olarak adlandırılan yeni AB Nitel Antlaşması, 250 sayfadan oluşmakta ve kabul edilmesi için tüm üye ülke parlamentolarında referandum ile onaylanması gerekmektedir.

 










Yorumlar - Yorum Yaz
Anket
"PAROLAMIZ YA İSTİKLAL YA ÖLÜM" KİTABIMIZI OKUDUNUZ MU?
TÜRK İSLAM DEVLETLERİ TARİHİ
OSMANLI DEVLETİ TARİHİ
abdullahhoca

SİTEMİZE GÖSTERMİŞ OLDUĞUNUZ İLGİYE TEŞEKKÜRLER...
TARİH BİZDEN ÖĞRENİLİR.
Site Haritası