PAROLAMIZ YA İSTİKLAL YA ÖLÜM

Abdullah ŞAHİN

MENÜ
10.SINIF TARİH DERSİ
12.SINIF İNKILAP TARİHİ DERSİ
T.C İNKILAP TARİHİ VE ATATÜRKÇÜLÜK
ÇAĞDAŞ TÜRK VE DÜNYA TARİHİ
YNT TV

HAZARLAR

HAZARLAR (626-1000)


Hazar kelimesi, gez(mek) anlamına gelen kaz- kökünden türemiştir. Ka-zar; gezer yani serbest dolaşan, bir yere bağlı olmayan anlamına gelmektedir.  Hudūd al-'Ālam (Dünyanın sınırları) kuzey Afganistan'da Guzgan vilayetinden tanınmamış bir yazar tarafından 982 yılında yazımı biten daha sonra Gurluların hükümdarı Ebu Haris Muhammed ibn Ahmed'e sunulan Farsça yazılmış bir kitapdır.) adlı esere göre, Hazar Kağanları Ansa' sülalesindendir (bunun Batı Göktürk'ün Aşina olduğuna dair iddialar bulunmaktadır) ve Orta Asya'dan gelmişlerdir. Hazarların bir süre Büyük Hun Devleti'ne bağlı kavimler arasında bulunmuş olmaları ihtimali vardır.


HAZARLAR BELGESELİ VİDEOSU







586'dan sonraki Bizans kaynaklarında Hazarlar, "Türkler" olarak geçmektedir. İslamiyet'ten önce Türklerin tamamına yakını Tengrici olmasına rağmen Hazar Kağanı ve yönetim kademesindeki Türklerin çoğu, 740'lı yıllarda Museviliği benimsemiştir. Birkaç akademisyen, Hazar Türklerinin birçok Doğu Avrupa ve Rus Yahudisinin ataları olduğunu düşünmektedir. Tüm bunların yanı sıra Hazarlar dini toleransın yaygın olduğu ve Paganizmin serbestçe yayıldığı bir toplumdu. 10. yüzyılın başına kadar genişlemesini sürdüren ve Hazar Denizi'ne adını veren Hazarlar, daha çok Halife Osman'ın başında bulunduğu İslam Devleti ve Sasanilerle savaştılar. Kağanlık doğudan gelen Peçenekler sebebiyle zayıfladı ve Kiev Knezliği tarafından yıkıldı.

 

Genel Özellikleri

Ò Hazar Türkleri tarafından Karadeniz'in kuzeyi ile Kafkaysa arasında kuruldu.

Ò Hz. Ömer ve Hz. Osman zamanında İslam ordusu ile mücadele ettiler. Kafkasya’da ve Karadeniz’in kuzeyinde İslâmiyet’in yayılmasını engellemişlerdir.

Ò Hazar Türkleri, Museviliği kabul eden ilk Türk topluluğu olduklarından İslamiyet'in Avrupa'da yayılmamasında etkili oldular.

Ò Hazarlar aynı zamanda paralı ordu kuran ilk Türk devletidir.

Ò Hazar Barış Çağı adıyla önemli bir dönem meydana getirdiler.

Ò Hazarlar, Kuman-Kıpçak baskısı altında XI. yüzyıl içerisinde kaybolup gittiler.

Ò Polonya'da yaşayan Karaylar da Musevi olup eski Hazar Türkçesini kullanmaktadırlar.

Ò Bugün Avrupa’da Musevi inancına mensup olan Karaim Türkleri ve Kafkaslarda yaşayan Karaçayların Hazar kalıntıları olduğu bilinmektedir.

Ò İbn Fadlan'ın anlattığı kadarıyla, BEK her türlü yasak koymaya, cezalandırmaya, affetmeye ve devlet işlerini yürütmeye yetkiliydi. Yine de o dönemin hiyerarşisinde bir ünvandan ibaret olan kağanın ardında, ikinci sırada yer alıyordu.Bekin en önemli sorumluluklarından biri de ordu komutanlığıydı. Hazar yönetiminde üçüncü kademede bulunan kişiye KENDER, dördüncü sırada gelen Kenderin vekiline de JAVİŞGAR denmekteydi. Yönetim hiyerarşisinde beşinci sırada TARKAN bulunmaktaydı. Görevi, Hazar ordusunda alay komutanlığı yapmak ya da yardımcı orduları komuta etmekti. Tarkan aynı zamanda 8. yüzyılda Atil'in yerel valisinin de ünvanıydı.

HAZARLAR KÖKENİ BELGESEL VİDEO


Ordu teşkilatlanması;

El İstahrî’ye göre, Hazar ordusu 12.000 kişilikti. Askerin küçük bir kısmı hariç düzenli bir şekilde ücret almaz, maaşlarını uzun vadelerle ve düzenli olmayan aralıklarla alırlardı. Hazarların ücretli askerleri yoktu ve şehirlerin savunmaları gönüllüler tarafından yapılırdı. Ancak, 9. yüzyılın ortalarında ticaretin gelişmesiyle askerlik mesleğiyle uğraşanların sayısı azalmış ve bu durum, ücretli askerlerin sayısının artmasını da beraberinde getirmiştir. Öte yandan, Harezm'den getirilen ve "ARSİYA" adı verilen İran kökenli Müslüman askerler Hazar kağanının özel muhafızlığını yapmaktaydı. Hazar ordusunda bunlardan başka Slav Rusları da görev alıyordu.  Ayrıca, Hazarların deniz gücü olduğu görülmemektedir.

 

Hazarlarda Hukuk sisteminin yapısı;

Tüm inançların mahkemede temsil edilmesini sağlayan ve böylece hoşgörü ortamını da yaratan Hazarlar düzenli bir hukuk sistemi de kurmuşlardı.  Başkentte 4 farklı inancı temsil eden 7 baş yargıç yüksek mahkemeyi oluşturuyordu. Atil'deki (Başkent) mahkeme esas olarak ticari davalara bakıyordu.

El-Mesûdî'ye göre; başkent İtil'de Müslüman ve Hıristiyan toplulukların Musevilerden fazla olmasına karşın, ülkede bulunan belli başlı 7 kadıdan 1'i eski Gök Tanrı dinine tâbi olanların, 2'si Hıristiyanların, diğer 2'si Musevilerin ve kalan 2'si de Müslümanların davlarına bakardı. İslâm kuvvetlerinin hareketi Kafkaslarda Ermenya bölgesinde gelişmeye başlayınca, Türk-Bizans dostluğu daha da arttı. Siyasi menfaatlerin ortak olması, hükümdar aileleri arasında evlenmeler yolu ile akrabalık kurulmasına yol açtı. İmparator II. Justinianus (685-695) ve V. Costantinus (741-775) Hazar prensesleri ile evlendiler. Costantinus’un Hazar prensesi Çiçek’ten doğma oğlu IV. Leon (775-780), “Hazar Leon” olarak tanınmıştır.


Yorumlar - Yorum Yaz
Anket
"PAROLAMIZ YA İSTİKLAL YA ÖLÜM" KİTABIMIZI OKUDUNUZ MU?
TÜRK İSLAM DEVLETLERİ TARİHİ
OSMANLI DEVLETİ TARİHİ
abdullahhoca

SİTEMİZE GÖSTERMİŞ OLDUĞUNUZ İLGİYE TEŞEKKÜRLER...
TARİH BİZDEN ÖĞRENİLİR.
Site Haritası