10.SINIF TARİH DERSİ
12.SINIF İNKILAP TARİHİ DERSİ
T.C İNKILAP TARİHİ VE ATATÜRKÇÜLÜK
ÇAĞDAŞ TÜRK VE DÜNYA TARİHİ
YNT TV

7.4. LONCA TEŞKİLATI

LONCA SİSTEMİ

  • Osmanlı ekonomik sisteminde, esnaf loncaları, XIII. Yüzyılda ortaya çıkan Ahilik teşkilatının bir devamı gibidir. 
  • Esnaf sistemi hiyerarşikti: esnaf şeyhi, yiğitbaşı, usta, kalfa ve çırak gibi. 
  • Dükkân açma izni yalnız ustaya aitti. Bu yetki ona “berat” ile verilirdi. 
  • Dükkân sayısını ustalar tespit ederdi. Her isteyen istediği yerde dükkân açamazdı, amaç mevcut esnafı korumaktı.
  • Mesleğe devam etme imtiyazına “gedik” denirdi. 
  • Esnafın özel işleri için toplandığı odaya “lonca” denilirdi. Esnaf şeyhi, aynı zamanda loncanın da şeyhiydi. Sonra yiğitbaşı ve esnaf kâhyaları gelirdi.
  • Yiğitbaşı, ustalar arasındaki disiplin ve organizasyondan sorumluydu.
  • Loncalar, özellikle gediklerin haksızlık olmadan dağıtımına büyük bir özen gösterirdi. 
  • Esnaf gediklerinin işlediklerini başkası işleyemez, sattıklarını başkası satamazdı. Bu kurala uymayanlar cezalandırılırdı. 
  • Loncalar, bu şekilde üretilen malların kalitesini ve fiyatını belirledikleri gibi, esnaflar arasındaki haksız rekabeti de önlemeye çalışırlardı.
  • Osmanlı esnafının en temel özelliği, öncelikle bulunduğu şehir ve çevresinin ihtiyacını karşılamaktı. 
  • Bu nedenle esnaflar arasında en önemli unsur ham madde dağıtımıydı.
  • Ham madde dağıtımı lonca kethüdası  aracılığıyla adil bir şekilde yapılırdı. 

 

LONCA TEŞKİLATI

  • Osmanlı ekonomisinin üretim sisteminde Lonca Teşkilatının ve narh uygulamasının rolü büyüktü. Loncalar, İslam toplumlarında uzun bir geçmişe sahip olan fütüvvet ve Ahilik zincirinin zamanla değişikliğe uğramış bir devamıdır.
  • Lonca Teşkilatı şehrin nüfusuna göre üretim miktarının ayarlanması ve ürünlerin fiyatlarının belirlenmesinde etkiliydi.
  • Bu teşkilat içinde her iş kolunun başında o koldaki ustalar tarafından seçilen bir şeyh, bir kethüda ve bir yiğitbaşı bulunurdu.
  • Bu kişilerin; mesleğe çırak kazandırmak, hammadde temin ederek üyelere dağıtmak, üretilen malların standartlara uygunluğunu kontrol etmek ve meslek mensupları arasında dayanışmayı sağlamak gibi görevleri vardı.
  • Osmanlı Devletiʼnde fiyatları denetim altında tutmak amacıyla ilk dönemlerden itibaren narh uygulamasına başvurulmuştur.
  • Narh uygulaması ile bir malın en fazla veya en az kaç paraya satılabileceğini devlet belirlerdi.
  • Narha riayet etmeyenler, eksik ve hatalı mal satanlar ise cezalandırılırdı.
  • Orta Çağ’da, İslam dünyasında doğan fütüvvet anlayışı sonucu ortaya çıkan Ahilik ve Lonca Teşkilatları toplumsal hayatta önemli rol oynardı.
  • Anadolu’nun her şehir ve kasabasında bulunan Ahiler; güvenliği sağlar, gezgin ve misafirlere ziyafet verir, türkü ve oyunlarla halkın hoş vakit geçirmesini sağlar, ihtiyacı olanlara yardımda bulunurdu.
  • Osmanlılarda loncaların kurmuş olduğu orta sandığı ve teavün (yardımlaşma) sandığı gibi sandıklarla üyeler arasında bir yardım düzeni oluşturulması, sosyal güvenceyi sağlamıştır.
  • Osmanlı Devleti’nde vasıflı eleman ihtiyacı, küçük yaşta alınan çocukların Lonca Teşkilatı içerisinde yetiştirilmesiyle karşılanmıştır.
  • Meslek öğrenmek üzere bir ustanın yanına çırak olarak verilen çocuklar önce kalfalığa sonra da ustalığa terfi ettirilmiştir.
  • Gedik, Osmanlılarda esnafın bir mesleği yapabilme yetkisidir.
  • Ustalar içerisinde mesleğinin inceliklerini en iyi bilen seçkinler grubuna ihtiyarlar ya da esnaf ihtiyarları denirdi.
  • Bunlar gerek esnaf içerisinde gerekse devletle olan ilişkilerde ön plana çıkan kişilerdi.
  • Osmanlı Devleti’nde birçok alanda hizmet veren loncalar ve bu loncalara bağlı dükkânlar vardı.
  • XVI. yüzyılın sonlarında faaliyet gösteren esnaf gruplarından bazıları şunlardır:
  • Kazzazlar: İpek işleyen ipek satan kişiler.
  • Hallaçlar: Yünü veya pamuğu yay veya tokmak gibi bir araçla kabartma, ditme işini yapan kişiler.
  • Nalçacılar: Ayakkabının altına nal çakan kimse.
  • Nalbantlar: Hayvanların ayağına nal çakan kimse.
  • Muytablar: Kıl dokuyan kıldan eşya yapan kimseler.
  • Palanduzlar: Palan, bir çeşit semer diken kimseler.
  • Neccarlar: Kaba ağaç işi yapan bir çeşit marangoz.
  • Bennalar: Bina yapan kimse inşaatçı.
  • Kahhâller: Göz hekimleri.
  • Debbâğlar: Deriyi terbiye eden tabaklayan kullanıma hazırlayan kişiler.
  • Kebeciler: Yünden veya kaba kumaştan kalın kilim, ceket, palto, aba yapan kişiler.
  • Simkeşler: Gümüş tel, sim işleyen zanaatkarlar.
  • Bezzâzlar: Pamuk, Yün, ipek bez imal eden kumaş işi yapan kişi.
  • Dülbentçiler: Pamuklu, ince ve seyrek dokunmuş hafif ve yumuşak bez işi yapanlar.

 

Osmanlıda Mesleki Eğitim ve Meslek Grupları

 

- Mesleklerin Görevleri

 

  • Ticari mallar, bazen üretildiği yerde tüketiciye ulaşırken bazen de gemi veya kervanlarla ülkeler aşarak insanlara ulaşmıştır.
  • Ticari malın bu yolculuğunda mola verdiği veya sona ulaştığı mekânlar; limanlar, kervansaraylar, hanlar, kapanlar, bedestenler, çarşılar ve pazar yerleridir.
  • Çarşılar; şehir içinde alışverişin yapıldığı, her dönem canlı ve göz alıcı mekânlardır.
  • Osmanlılarda çarşı, genellikle bedesten adı verilen kapalı mekânlardaki dükkânların etrafında toplanmıştır.
  • Liman kentleri, dünya ekonomisinin en önemli birimleridir.
  • İstanbul, İzmir, Trabzon, İskenderun, Mersin, Beyrut ve Selanik gibi kentler; XIX. Yüzyılda Osmanlı’nın önemli liman kentleridir.

 

NARH SİSTEMİ

  • Narh, devletin esnafa mallarını belli bir fiyata satmalarını emretmesi veya malların belirlenen fiyattan aşağı veya yukarı bir fiyata satış yapmayı yasaklaması anlamına gelen bir kavramdır. 
  • Osmanlı Devleti, narh sistemini hayata geçirerek, çarşı ve pazarlarda fiyatlara müdahale edip malların belirlenen fiyatlarda satılmasını sağlamaya çalışmıştır. 
  • Narh uygulaması İstanbul’un fethinden, XIX. yüzyıla kadar devam etmiştir.
  • Osmanlılarda özellikle ramazan ayının yaklaşmasından dolayı gerek ekmek gerekse eşya fiyatlarının inip çıkması önleniyordu. Devlet tarafından sabit fiyatlar belirlenerek belgelerle kayıtlara geçirilirdi. 
  • Bu çıkan fiyat belgelerine narh defteri deniliyordu.

 

OSMANLI DEVLETİ’NDE TİCARETİN GELİŞMESİNİ SAĞLAYAN UNSURLAR

  • Akdeniz ve Karadeniz’de denetimin sağlanması, İpek ve Baharat yollarının Osmanlı Devleti’ne geçmesi
  • Siyasal, sosyal ve ekonomik düzenin sağlanması, 
  • Devletin ticaretin önemi sebebiyle tüccarları özendirmesi, 
  • Ticaret yolları üzerinde güvenliğin sağlanması ve işlek ticaret yollarının ülke topraklarından geçmesi 
  • İç ticaretle uğraşanlardan alınan verginin düşük tutulması. 
  • Şehirlerde bedestenler (içinde eşya alınıp satılan kapalı çarşı) açılması.

 

OSMANLI’DA TİCARET VE TİCARİ MEKÂNLAR

  • İstanbul, Bursa, Kahire, Edirne ve Selanik önemli ticaret merkezleriydi. 
  • Şehirlerde ticaret için yapılmış bedestenler (içinde eşya alınıp satılan kapalı çarşı) açıldı.
  • Bedestenler içerisinde en önemlisi Fatih Dönemi’nde yapılan ve sonra geliştirilen İstanbul’daki Kapalı Çarşı idi.
  • Osmanlı Devleti ticareti geliştirmek ve tüccarları korumak amacıyla yollar üzerine hanlar, kervansaraylar, imarethaneler (yemek verilen yer) , hamamlar, camiler, tabhaneler (misafirhane), çeşmeler ve köprüler inşa ettiler.

 

KERVANSARAYLAR

  • Kervansaraylar, kervanların güvenliği ve konaklaması için anayol kenarında tesis edilen vakıf yapılarıdır.
  • Bu yapılar; insan ve hayvanların her türlü ihtiyacını karşılayacak; yiyecek içecek, bol su, cami, hamam, kütüphane, baytar, doktor, berber, her çeşit tamir ustası, rehber gibi donanıma sahip idi.
  • Kervansaraylar yalnız Müslüman Türklere değil, ticaretle uğraşan tüm yabancılara hizmet vermekteydi. 
  • Buralarda güvenlik, “derbentçiler” tarafından sağlanırdı. 
  • Posta ve haberleşme işlerini “menzil” teşkilatı yerine getirirdi. 
  • Yollarda özel ulaşımı ve taşımacılığı ise “mekkâreciler” yaparlardı. 

 

KAPANLAR

  • Kapanlar büyük şehirlerde özellikle zahire 
  • (tahıl ürünleri) türünden ihtiyaç maddelerinin toptan alınıp satıldığı yerlerdi. 
  • Zahire ürünlerinin yanında, kahve, tütün, ipek, pamuk, kumaş ve çeşitli dokumalar üreticiden satın alınarak başta İstanbul olmak üzere büyük şehirlerdeki kapanlara getirilirdi. 
  • Buralarda kadı naibinin nezaretinde esnaf temsilcilerinin de hazır bulunmasıyla mallar tartılır, ağırlık, kalite ve çeşidine göre vergi ve narha tâbi tutulduktan, fiyatları belirlendikten sonra esnaf aracılığıyla tüketiciye arz edilirdi.
  • Fatih Sultan Mehmet Dönemi’nde yaptırılan “un kapanı” bir semt adı olarak varlığını hâlâ sürdürmektedir.

 

PAZARLAR

  • Halkın belirli günlerde mallarını satmak için sergiledikleri yerlere pazar denir. 
  • Osmanlıda pazar yerleri halkın kolayca ulaşabileceği yerlerde, haftanın bir veya birkaç gününde kurulan açık çarşılardır. 
  • Bu pazarların en büyük özellikleri binalarda olmayıp açık alanlarda kurulmuş olmalarıdır. Osman Bey zamanında Bac yani pazar vergisi alınmaya başlanmıştır.
  • Osmanlı Devleti, ilerleyen dönemlerde pazar yerlerine, halkı alışverişe çekmek için hepsi bir düzeyde olan ve “arasta” adı verilen dükkânlar inşa etti. 
  • Arastaların etrafına medrese, kütüphane ve cami gibi tesisler kurdu. 
  • Bir pazar özelliği niteliğinde olan arastalardan aynı zamanda imaretler için gelir sağlanmaktaydı. 
  • Pazarlar günümüze kadar varlığını korudu.

 


Yorumlar - Yorum Yaz
TÜRK İSLAM DEVLETLERİ TARİHİ
OSMANLI DEVLETİ TARİHİ
abdullahhoca

SİTEMİZE GÖSTERMİŞ OLDUĞUNUZ İLGİYE TEŞEKKÜRLER...
TARİH BİZDEN ÖĞRENİLİR.
Site Haritası